20 Ağustos 2009 Perşembe

İLK MAÇLAR OLUR Kİ


Doğuştan Fenerbahçeli olduğum gerçeği önümde yatsa da hafızamda Fenerbahçe ile ve belki de futbol ile ilk ciddi karşılaşmam 1983 yılındaki her anlamda “4-4’lük” Galatasaray maçı ile olmuştur. İlerleyen yıllarda nice maçları dinleyeceğim ve halen çalışmakta olan Sharp marka radyodan maçı dinlediğimizi çok iyi hatırlıyorum. Henüz kadroları bile bilmeyen ben her golden sonra evin içinde bağırıyor babamla sarmaşdolaş oluyordum. Tabi o maçtan sonra içimde yanacak futbol alevinin ilk kıvılcımının bu maç olacağını bilmiyordum henüz.
Yeşil çimler üzerinde sarı-lacivert çubuklu ile tanışmam ise bir Cumhurbaşkanlığı Kupa’sında Trabzon maçı ile 1984 yılının Temmuz ayında gerçekleşiyordu. Babam ve Beşiktaşlı olan dayımla maçtan saatler önce Ankara 19 Mayıs Stadyumu civarına elimizde biletlerle gelmiş ancak sağanak yağmurun devam etmesi ile tam eve dönüş yoluna geçmiştik ki benim ‘hayır maçı burada izleyeceğiz’ çığlıklarımla fikirlerinden vazgeçmişlerdi. Stad çevresinde beliren naylon elbise kılıfı satanların rant yaptığı bir ortamda aldığımız poşetlere sarıp sarmalanıp kale arkasında yerimi almıştım. İlk 90 dakikamı bir kupa ve İlyas Tüfekçi’nin benim bulunduğum taraftaki kaleye attığı penaltı golü ile 1-0 kazanarak bitiriyordum. Güzel bir başlangıçtı herşeyiyle ama stadyumda yağmurda maç izleme ısrarım gelecek aylarda dönüşen hastalığa ve sonunda bir ameliyata malolmuştu. 1984 yılında bademciklerimi Fenerbahçe’ye feda eden ben, gelecek yıllarda kalbini ve beynini de teslim ediyordu bu çılgın futbol sevdasına.

0 yorum:

Yorum Gönder

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP