16 Ekim 2009 Cuma

TAKTİK TAHTASI



Bu hafta sonu F.Bahçe G.Antep deplasmanına çıkıyor. Performans itibarı ile G.ANtep F.Bahçe'yi zorlayacak bir durumda görünmüyor. Şu ana kadar Ankaraspor'dan gelen hükmen galibiyeti saymazsak sadece kendi sahalarında Kasımpaşa'yı 1-0 yenebilmişler. Bir de geçtiğimiz hafta Trabzon deplasmanından alınan 2-2'lik beraberlik var dişe dokunan. 7 gol atabilmişler (Ankaraspor maçı hariç) ve bunun 2'si Trabzon'a 2'si G.Saray'a. Kalanı tek tek gidilmiş. Yani gol yollarında net sorunlar var. Bir de üstüne Antep için çok şey ifade eden Tabata'nın ayrılışı. Tabi bu ana kadar olanların tümü Antep deplasmanını kolaylaştırmaz. Zira rakp F.Bahçe ve konsantrasyon üst seviyede olacaktır. 2 haftalık verilen arada, dinlenme ve taktiksel anlamda ilerleme kaydetmiş olabilirler. Bunu bu maçta göreceğiz. F.BAhçe ise aksine Milli Takıma verdiği 5 oyuncu, Lugano ve Santos'un okyanus aşırı yolculukları, tam kadro antrenman yapılamaması ile Guiza'nin milli takım kampında sakatlanması dezavantaj olarak görülebilir. Deivid'de 2-3 haftalık bir iyileşme sürecinde henüz. Bir de buna Alex'ten gelen sakatlık haberi eklendi.

Şimdi buraya kadar olanları F.Bahçe'nin olası puan kaybına bir kılıf olması amacıyla yazmadım. Aksine F.Bahçe ve özellikle Daum'un bu maçtaki planı ne olacak, Daum taktik dehasını ortaya koyabilecek mi bunu göstermek amacıyla yazdım. Alex'sizlik, yerine düşündüğü isim olan Deivid'in yokluğu ve herşeye rağmen vazgeçemediği Guiza'nın sakatlığı. Orta ve geride sorun yok ama gol ayakları problemli bu hafta. Semih ile başlar mı yoksa Kazım'ı mı forvete sürer? Alex'in yerine Emre'yi mi çeker yoksa tüm hafta içi övdüğü Özer'i yekten sürer mi sahaya? Ya da esas yerim forvet arkası diyen Topuz'u mu Alex'in yerine alır? Daum için bence yüksek lisans maçı olabilecek fırsatlar var bu maçta. Bu sakatlıkarı kendi lehine çevirebilecek bir anlayışı sahaya koyacaktır. Hafta içi tüm oyuncuların performansını gören o çünkü. Ama biraz tahmin oyunu oynayıp, Daum'un gözünden takıma bakarak neler yapabileceğine bir göz atalım.

Öncelikle G.Saray maçı öncesi olası bir puan kaybına asla kabul etmeyecektir ve buna uygun bir kadro sahaya sürecektir. Paslı oyun, orta saha hakimiyeti, sabır ve mücadele. Ayrıca çok fazla akıl, sistem ve oyuncu karıştırıcı bir plana gitmeyecektir.


Burada bence Daum'un kafasındaki esas sorun Semih'i mi yoksa Kazım'ı mı forvet oynatmak olacaktır. Çünkü Daum'un aklındaki oyunda Semih'e yer olmadığını az çok anladık geçen 8 haftada. Ancak bu kadar sakatlık sonrasında Semih'i oynatmaması O'nu mental olarak bitireceği için ve elinde başka 3. bir golcü olmadığı için Semih'i kaybetmek istemeyecektir. Bu sebeple de Semih'in kadroda olacağını tahmin edebiliriz.

Her ne kadar Alex'in işini yapacak tek adamın Emre olduğunu iddia etsek de orta sahadaki Emre-Cristian kurgusunu bozmak sanırım Daum'un dünyanın sonu gelmeden yapmayacağı bir iş olsa gerek. Bu durumda Semih ile köprü olacak bir oyuncuya ihtiyacı var Daum'un. Bunu kısmen oraya koyacağı oyuncu ile yaparken Emre'nin daha fazla ileri çıkmasını sağlayacak bir orta saha kurgusuna gitmesi muhtemel. Alex'in yokluğunda takımın oyun aklı yükünü çekenlerden biri olacak olan Santos'un solda olacağını ve daha sık içeri katedeceğini düşünürsek daha mücadeleci bir orta saha kurması düşüncemiz kuvvetlenir. Bu da en son maçta Topuz'lu orta sahanın direncinden yola çıkarak Topuz'u sağ kanada koyabileceğini söyleyebiliriz. Ben Özer'i böylesi bir maçta 11'e koyacağını tahmin etmiyorum. Planlarının tutmadığını görürse o zaman sahaya sürecektir.

Bu şartlarda da bu sezonki prensi olan Kazım'ı Semih'in hemen arkasına monte etmesi yüksek bir ihtimal. Bu şekilde kontra ataklarda hızından faydalanabilir. Ayrıca Kazım'ın isabetli şut çekme özelliğini kaleyi daha fazla karşıdan göreceği için kullanabilir.

Sol bekteki seçimi ise en az sistem ve oyuncu seçimi kadar ilginç olacak bence. Şu ana kadar yabancı kontenjanını öne sürdü Carlos'u oynatmadığında yada bize aksettirildi medya tarafından. Şimdi ise 3 yabancı yok ve kontenjan müsait. Daum bakalım Vederson'un formunu mu gözetecek yoksa Carlos'un devre arası ayrılma ihtimali sonrası düzdüğü methiyeleri doğrular şekilde O'nu mu sahaya sürecek göreceğiz. Sadece bu bile Daum

Bu şartlarda kadro:

Volkan-Gökhan, Lugano, Bilica, Carlos-Topuz, Cristian, Emre, Santos - Kazım - Semih şeklinde oluşacaktır. Bakınca çok tahmin edilemeyecek bir kadro değil belki ancak Daum'un oyun felsefesini anlatmak adına yapılmış bir analiz nihayetinde.

Her şekliyle bence ilginç bir maç olacak. Keyifli seyirler herkese.




15 Ekim 2009 Perşembe

MAÇ SAATLERİ


Seneye kupa G.Afrika Cumhuriyeti'nde olacak malum. Hazır Dünya Kupası moda iken beni ilk ilglendiren olaylardan biri hemen maç saatlerine bakmak olur. Türkiye ile G.Afrika Cum. arasında 1 saat fark var. Türkiye 1 saat daha ileri durumda bu da dünya kupasını rahat rahat izleyeceğimiz anlamına geliyor.
Yani ülke olarak yokuz kupada sıkıntılıyız ama en azından maçları izlemek için ekstra bir eziyet çekmeyeceğiz. Yani şöyle tarif edeyim aslında İstanbul ile Cape Town aşağı yukarı aynı boylam üzerinde yer alıyorlar. İşten çıkıp koşuşturmak, mesai saatleri içinde maç izlemek yada gecenin kör bir saatinde kalkıp uykulu gözlerle maç izlemek yok kısacası.

Bir sonraki kupa ise Brezilya'da o zaman ise gecenin ilerleyen saatlerinde maç izlemek durumunda kalacağımız kesin. Ayrıca ülkenin ciddi bir enlemsel alana yayılması da farklı saat dilimlerini karşımıza çıkartacak bu da bir başka sorun. Ancak güney kutbu olması sebebiyle o dönemdeki iklim nasıl olur onu kestiremiyoruz haliyle. Ancak Güney Kutbuna uzak olması sebebiyle iklim şartları ağır olmaz diye tahmin ediyorum.

Neyse Brezilya'ya daha var biz önümüzdeki kupayı bir halledelim ilk önce

DÜNYA KUPASI ÖNCESİ


Dünya kupası elemeleri 14 Kasım'da oynanacak Afrika grupları son maçları ve play-off maçları haricinde tamamlandı diyebiliriz. Ortaya çıkan tabloya bir özet yapalım. Bakalım bu dünya kupasında Türkiye yerine yine kimi destekleyeceğiz.
GÜNEY AMERİKA: Brezilya, Paraguay, Şili, Arjantin

KUZEY AMERİKA: ABD, Meksika, Honduras

AVRUPA: Danimarka, Slovakya, İsviçre, Almanya, İspanya, İngiltere, Sırbistan, İtalya, Hollanda

ASYA:Avustralya, Japonya, G.Kore, K.Kore

AFRİKA: Fildişi Sahilleri, Gana, (büyük ihtimalle Tunus, Kamerun ve Cezayir'de grupları birinci bitirip çıkacaklar. Maçlar 14 Kasım'da oynanacak)

EV SAHİBİ: Güney Afrika Cumhuriyeti

Bunların haricinde
Yeni Zellanda ile Bahreyn - 14 Kasım
Uruguay ile Kosta Rika- 14-18 Kasım
Portekiz, Yunanistan, Slovenya, Rusya,Bosna, Ukrayna, Fransa ve İrlanda Cumhuriyeti arasında yapılacak kura çekimi ve maçlar sonucunda (14-18 Kasım) 4 takım daha ilave olacak ve bu şekilde 32 takım tamamlanmış olacak.
Tüm dünya gruplarına baktığımızda sonuçları ve dünya kupasına katılma hakkı kazananları normal olarak görüyorum. Ciddi bir sürpriz şu ana kadar gerçekleşmedi. Uruguay'ın Kosta Rika'yı elemesi, kuralara göre de Fransa, Rusya ve Portekiz'in çıkmasını umut ediyorum. Bu şartlar gerçekleşirse tüm dünyadaki tek sürpriz Türkiye'nin grubunu 3. bitirmesi oluyor ki bu da gruplarda ne kadar büyük bir ayıp yaptığımızın adeta resmi gibi. 2. olup Play-Off'da Fransa'ya elenmek de var tabi bu iş içinde ama bu şekilde bile olsa görev yerine getirilmiş olacaktı. Şimdi Bosna'nın ardından el sallamaktan ve 2014 Brezilya'yı beklemekten başka yapacak bir işimiz yok.



KISA ARA

Yoğun bir iş döneminden dolayı bloğa üzülerek zaman ayıramadım. Ancak yazılara yeniden başlıyorum. Böyle bir ara umarım tekrarlanmaz. Siteyi takip edenlerden bu aralık için özür dilerim.

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP