1 Şubat 2010 Pazartesi
26 Ocak 2010 Salı
ÖNDER'İ AFFETMEK
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Salı, Ocak 26, 2010 0 yorum
23 Ocak 2010 Cumartesi
FENERBAHÇE:3 DENİZLİSPOR:1
Ligin 2. yarısı yağmur ve bakıma rağmen çok ağır bir zeminle başladı. İkinci yarıdaki fikstür avantajı bu zeminle F.Bahçe için dezavantaja dönüşebilir. Çünkü ilk 10 haftadan sonra görüldü ki (Aynı şey G.Saray içinde geçerli) Anadolu takımları F.Bahçe’yi durdurmak için oyun oynamak yerine tamamen oynatmamayı seçiyorlar ve seçecekler. Bu da işlerin F.Bahçe için bir kat daha zor olması anlamına geliyor. Bu durumda orta sahanın hücuma katkısı F.Bahçe’nin 2. yarıdaki etkisini ve durumunu belirleyecek. Cristian’ın daha fazla oyuna girmesi gerekli –bu kapasite onda mevcut- ancak bunun için de Bilica-Lugano ikilisinin daha güvenli ve rahat oynaması gerekli. Burada iş özellikle Santos ve Gökhan’ın hızlı kademeye girmelerine ve önlerinde oynayacak olan iki kanat oyuncusunun sürekli ortada alan daraltıcı oyun oynamasıyla mümkün. İlk müdahalelerde yapılacan hatalar geri dönüşleri zayıf olan bu ikilinin sürekli sorun yaşamasına ve orta sahanın sürekli gömülmesine sebep oluyor. Bu durumda Alex ve önünde oynayan oyuncuların pas alanı uzuyor, etki alanı düşüyor. Bu Antalya kupa maçı ve Denizli maçıyla artık net bir şekilde ortaya çıktı.
Özellikle son 15-20 dakikadaki baskılı oyun aslında sürekli eleştirilen hücum oyuncularının özelliklerini ortaya çıkardı. Ancak ne Daum ne de diğer yöneticiler bu tarz bir oyunu sürekli oynayamayacağını düşündükleri için olsa gerek Brezilya’da ekmeğini taştan çıkaracak golcü peşindeler yada bize öyle geliyor. Gökhan Ünal transferini de bu kapsamda görüyorum. Guiza ise F.Bahçe’ye geldiğinden beri en etkili ve istekli oyununu bu maçta oynadı ve İspanya’da nasıl gol kralı olduğundan pasajlar sundu aslında bizlere.
Gökhan Ünal’ın takıma katılması tartışılsa da takımı katkısı tartışılmayacak. Bu maçta tüm gollerin içinde yer aldı. Bu hava ve saha şartlarına rağmen Semih ve Guiza takımın en etkili ve en istekli isimleriydi.
Fenerbahçe Carlos’un gidişi, Santos beke dönüşü, Kazım’ın takımdan ayrışı ile kanat bindirmesi yapacak oyuncu bakımından ciddi bir zayıflık içinde girdi. M.Topuz, U.Boral, Özer bu kanat yükünü kaldıracak oyuncular değil. Aykut Kocaman Brezilya’dan bir kanat oyuncuyla dönerse hiç şaşırmamak lazım.
Denizlispor maçı yenilmemek için oynadı, gol haricinde kaleye dahi yaklaşamadı, maçı kaybetmeyi sonuna kadar hakettiler. Bu şekilde ligde kalmaları da mümkün değil. Ligin Ankaraspor’dan sonra 2. yolcusu olmanın en büyük adayı.
F.Bahçe ise 2. yarıda izleyeceği yolun ip uçlarını almış olmalı.
Basketboldaki ‘Her takım oyun kurucusu kadar oynar’ sözünü futbol için ‘her takım orta sahası kadar yol alır’ şeklinde söylemek doğru olmalı. F.Bahçe kalede Volkan, Gökhan-Lugano-Bilica-Santos ve Guiza-Semih-Gökhan-Alex dörtlüleri ile bence tartışmasız ligin en iyi ön ve arka hattına sahip. Ancak bu hatların gücünü daha kuvvetli bir orta saha ile ortaya çıkartabilir. Daum ustalığını bakalım 2. yarıda görebeilecek miyiz?
MAÇIN ADAMI: Daniel GUIZA
MAÇIN HAKEM HATASI: Semih’in çok net bir şekilde aldığı topu taban girdi sebebiyle iptal etmesi.
MAÇIN HATASI: Gole kadar çok iyi oynayan kaleci Özden’in baraja rağmen hatalı hareket etmesi ve tek ayak üzerinde yakalanıp Santos’un vuruşunu kalede görmesi.
MAÇIN ŞUTU: Guiza’nın direkten dönen vuruşu. Maçın erken çözülmesine mani oldu.
MAÇIN POZİSYONU: 2. golde Gökhan’ın vuruşu, Semih’in top takibi, Guiza’nın ölçülü pası ve Özer’in net plasesi. Her biri bir puzzle gibi skoru oluşturdu.
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Cumartesi, Ocak 23, 2010 1 yorum
21 Kasım 2009 Cumartesi
BEŞİKTAŞ:3 FENERBAHÇE:0
İkinci yarıda ise Emre'nin sakatlandığı bir anda ne yazık ki yapılan ortaya koşan Fink'in 5 metre önünde olmasına rağmen koşamaması ve Fink'in güzel bir vuruşla golü yapması hemen ardından Bobo'nun golü maçı bitirdi. Maçın kalan kısmı ise doğal olarak Beşiktaş'ın üstünlüğü ile geçti.
Bu andan sonra da F.Bahçe maç konsantrasyonunu burada bıraktı. Böyle bir noktadan sonra maçı çevirmek Barcelona için dahi imkansız hale gelir ki Kazım'ın gereksiz atılmasıyla son çivi de çakılmış oldu. Futbol şansı da ciddi şekilde Beşiktaş'ın yanındaydı.
Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim. Ne Fenerbahçe bu maçı kaybettiği için çok üzülsün, ne de Beşiktaş kazandığı için çok sevinsin. Alex'in vuruşu direk yerine ağlara çarpsa yada Gökhan'ın penaltısı verilmiş olsaydı şu anda çok başka şeyler konuşuluyor olacaktı. 19. dakikada kendi sahanda 1-0 geri düşmek neler getirebilirdi kimbilir. Dolayısı ile bunu gözeterek analizi ve eleştiriyi yapmak gerekir. Fenerbahçe benim görüşümle kötü oynamamış 3 dakika içinde haketmediği bir mağlubiyet almıştır. Ancak eksik yerlerini kapatmaya ve bunları giderme yoluna gitmeye mani olmamalıdır. Beşiktaş ise bu galibiyete rağmen şapkasını önüne koyup daha etkin olmanın yolların aramalıdır. Beşiktaş takım savunmasını iyi yapan ancak gol 3-0'a rağmen gol yollarında etkisiz bir görüntü çizdi. Üst üste gelen 2 golden sonra yapılan pozisyon analizleri yanıltıcı olur. Zaten bu sezonki BJK analizi de bunu gösteriyor. Ben bu şekilde Beşiktaş'ın çok uzun soluklu bir şekilde bu ligi götürebileceğini düşünmüyorum. Ancak yine de ilk 3'ten düşmez.
Fenerbahçe ise Van Hooijdonk'tan sonra golcü sorunu büyüyerek devam ediyor. Devre arası bir golcü takviyesi şart görünüyor. Yoksa Avrupa'da tur ilerleme ve ligde şampiyonluk şansını zora sokacaktır.
Tüm bunların yanında ise F.Bahçe-G.Saray derbilerini tekzip edercesine sanırım son 10 yılda (belki daha uzun) en temiz, gerilimi en az, maç sonu olayı sıfır ve hatta oyuncuların kolkola çıktığı bir maç olmadı. Bu manzaraları bir gün F.Bahçe-G.Saray maçlarında da görmek en büyük dileğimiz.
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Cumartesi, Kasım 21, 2009 0 yorum
18 Kasım 2009 Çarşamba
YAZIK!
Cemal Nalga kimdir? Kobe Bryant mıdır ki hazırlık maçı kurtarıcısı olsun? Koskoca bir camiayı ve taraftarlarını savunma dahi yapamayacak hale getiren? Taraftarı kontrol edemedim, tahrik vardı, doktorun verdiği ilaçta doping varmış bilmiyordum vs vs bir dolu savunmayı anlamak mümkün olabilir. Ancak değer miydi buna? G.Saray kulübü açıklamayı yapmış ama camiayı zor günler bekliyor.
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Çarşamba, Kasım 18, 2009 0 yorum
17 Kasım 2009 Salı
EKONOMİNİN GERİLİM STRATEJİSİNE ETKİLERİ
Bu hafta adet olduğu üzere F.Bahçe-G.Saray arasındaki artarak devam eden gerilime etkisi olabilecek bir başka konuya bakalım. Ekonomi.
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Salı, Kasım 17, 2009 2 yorum
15 Kasım 2009 Pazar
VAY BENİM YÖNETİCİME
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Pazar, Kasım 15, 2009 2 yorum
6 Kasım 2009 Cuma
FENERBAHÇE:3 STEAUA BUCURESTİ:1
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Cuma, Kasım 06, 2009 0 yorum
2 Kasım 2009 Pazartesi
KAYSERİSPOR: 1 FENERBAHÇE :1
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Pazartesi, Kasım 02, 2009 1 yorum
30 Ekim 2009 Cuma
MAÇIMI GERİ İSTİYORUM
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Cuma, Ekim 30, 2009 3 yorum
27 Ekim 2009 Salı
FENERBAHÇE:3 GALATASARAY:1
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Salı, Ekim 27, 2009 0 yorum
21 Ekim 2009 Çarşamba
DERBİLERİN DERBİSİ
Bu maç derbilerin derbisi, dünyanın en sert 3 derbisinden birisi, şu dergi dünyada en zor derbi olarak F.Bahçe-G.Saray maçını seçti... Bunlar hep bize aşina olan, egomuzu okşayan cümleler ama gerçeği ne kadar yansıtıyor meçhul -ki bence biraz balon haberler- Dünyada kaç TV bu maçı izliyor? Kaç yabacı gazeteci akredite oluyor bu maçlara? Kaç yabancı taraftar bilet almak için gün sayıyor? Bunların cevapları yok. Çünkü gerçeği de yok. Bu sebeple international değil domestik bir derbi bizimki. Bu yüzden yine kendimizi mısır ambarında sanıp bu koccammann derbiyi mercek altına alalım.
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Çarşamba, Ekim 21, 2009 1 yorum
18 Ekim 2009 Pazar
GAZİANTEPSPOR:2 FENERBAHÇE:1
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Pazar, Ekim 18, 2009 0 yorum
16 Ekim 2009 Cuma
TAKTİK TAHTASI
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Cuma, Ekim 16, 2009 0 yorum
15 Ekim 2009 Perşembe
MAÇ SAATLERİ
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Perşembe, Ekim 15, 2009 0 yorum
DÜNYA KUPASI ÖNCESİ
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Perşembe, Ekim 15, 2009 0 yorum
KISA ARA
Yoğun bir iş döneminden dolayı bloğa üzülerek zaman ayıramadım. Ancak yazılara yeniden başlıyorum. Böyle bir ara umarım tekrarlanmaz. Siteyi takip edenlerden bu aralık için özür dilerim.
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Perşembe, Ekim 15, 2009 0 yorum
8 Ekim 2009 Perşembe
ADA, ARDA, WENGER
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Perşembe, Ekim 08, 2009 1 yorum
5 Ekim 2009 Pazartesi
ROTASYON ve SAY BAKALIM ONBİRİ
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Pazartesi, Ekim 05, 2009 0 yorum
4 Ekim 2009 Pazar
FENERBAHÇE:3 GENÇLERBİRLİĞİ:0
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Pazar, Ekim 04, 2009 1 yorum
2 Ekim 2009 Cuma
SIR ALEX
Alex aynı zamanda ülkenin futbol kantarı. Her gelen aynı Fantom'un ormanda 10 kaplan gücünde olması gibi bilmemkaç Alex etti durdu yıllarca. Lincoln 10 Alex, Delgado 5 Alex, falanca 8 Alex etti sürekli. Ama daha hiçbirisi 0.5 Alex bile edemedi.
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Cuma, Ekim 02, 2009 2 yorum
1 Ekim 2009 Perşembe
SHERRIF:0 FENERBAHÇE:1
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Perşembe, Ekim 01, 2009 1 yorum
KADİR HAS STADYUMU
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Perşembe, Ekim 01, 2009 0 yorum
ARDA'NIN SEÇİMİ
Son yıllarda ülke topraklarının yetiştirdiği en yetenekli oyuncuların başında geliyor Arda Turan. 1999 yılında başladığı Galatasaray macerasında 10. yılına kaptan olarak ve ‘Metin Oktay’ın 10 numarası’ ile başladı. Kaptanlığı ve 10 numarayı hakedip etmediği, hak etmesi için neler yapması gerektiği bu yazının konusu olmayacak. Messi ile kıyaslanması yada O’nun ücretini alıp almaması ise apayrı bir konu. Mevzu Arda’nın gelecek birkaç yılda yapacağı seçim.
Hayatı her adımda takip edilecek, didiklenecek. Denilecek ki o bir delikanlı, tabi ki yapacak. Bunlarda bir sorun yok. Sorun bunları yaparken izlediği yol ve verdiği mesaj. Mesaj vermek zorunda mı Arda bize. Değil. O zamanda sorun yok zaten. Avrupa’da yaşıtları ve ündaşları neler yapmıyor. C.Ronaldo grup sekste basılınca Sir onun için ‘beni yeşil sahada yaptıkları ilgilendirir’ demişti. Şimdi 94M€’luk bir adam oldu. Evet hiçbirşey de sorun yoksa bu yazı neden yazıldı o zaman. Yazıldı çünkü Arda’nın yetiştiği topraklar Türkiye, üzerine bastığı çimler Ali Sami Yen’in. O şımarık bir Londra takımının oyuncusu yada Bernabeu’ya çıkan Castellana yokuşunu mağrur gözlerle izleyen bir Galacticos üyesi değil. Kıyas mertebesi Beckham veya Ronaldo olamaz bu sebeple. Halihazırda O’nu izleyen gözler Turgay Şeren’i, Metin Oktay’ı, Cüneyt Tanman’ı da izledi çünkü. Benim için Cüneyt Tanman’ın ardından gelen virgüle adını yazdırabilecek mi? Giydiği formayı bir sonraki sahibine ‘Arda Turan’ın 10 numarası’ olarak devredecek mi? Adnan Polat onun için nasıl bir kariyer planlaması yapacak? Evet Arda’nın seçimini birlikte izleyeceğiz. Kolay yetişmeyen değerleri yanlış maddi sebeplerle yoldan çıkarıp ah vah etmeyelim.
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Perşembe, Ekim 01, 2009 0 yorum
30 Eylül 2009 Çarşamba
CSKA MOSKOVA:2 BEŞİKTAŞ:1
Gönderen futbolvefenerbahçe zaman: Çarşamba, Eylül 30, 2009 0 yorum