7 Eylül 2009 Pazartesi

AZ ONDAN BİR TUTAM ŞUNDAN


Geçen hafta Tam Saha'da Rijkaard'ın röportajını okudum ardından Estonya maçını izledim. Rijkaard'ın tespitleri ne kadar muhteşem değil mi. Türk futbolu bu kadar güzel anlatılabilirdi cidden. Maç içindeki takımların gelgitleri, bir maç muhteşem oynayıp diğer maçta saç baş yoldurmaları. En inanılmaz maçları kazanıp olmadık maçlarda çimlere gömülmeleri. Her yazar ve taraftar kendince tekik taktik yorumlar yaptı. Ama hiç kimse Rijkaard gibi yalın ve arka planıyla ortaya koyamadı durumu. Bu konuda baktım bugün diğer yazarlarda yazılar yazmış tesdüf gibi. Ancak demek ki doğruyu görebiliyoruz ancak çözüm bulma ve önlem alma konularında sıkıntılarımız var. Bu iş tabi ki bugünden yarına çözülebilecek bir konu değil. Biraz sabır ama bu sabır içinde doğru insanlar (Rijkaard, Daum, Aykut Kocaman gibi), doğru yöntemler ve mental değişim gerekli. Üzerinde ciddi çalışmalar lazım takımların. Bunun yanında o oyuncuların doğalarını ve DNA'Larını bozmadan bunu yapmak lazım ki mevcut yeteneklerin ide kaybetmeden birşeyler verebilsinler. Ve en önemlisi artık bu teknik adamlarla uzun çalışma periyotları yakalanmalı. Başarı gelmediği için bu adamları 1 yıl sonra kapının önüne koymanın hiçbir anlamı yok.


"Büyük oyuncular kaliteli teknik adamlarda daha büyük değillerdir. Onlar tek başlarına başaramayabilirler ama büyük teknik adam takımı onsuz oynatabilecek çözümü daima bulur"


"Aslında her şeyden biraz var Türk futbolunda. Ama hiçbir şey tam yok. Bu işli hem orlaştırıyor hem de komplike hale getiriyor. Daha çok tepkisel bir oyununuz var. Karşı takıma göre taktikler belirleniyor. Kalite, güç aslında üç aşağı, beş yukarı aynı. Ama Türkiye’yi farklı
kılan şey biraz da şu işler kötü gittiğinde bir anda oyun mantalitesi kaybolabiliyor. Yürekten oynayan oyuncu sayınız çok. Ama bu bazen aklı devre dışı bırakıyor. Herkes kendi başına maçı çevirmeye kalkıyor. O zaman da bütünlük kayboluyor. Türk futbol kimliğini tanımlasak esinlikle yetenek var deriz, ruh var deriz, mücadele var deriz. Ama hepsi bir anda ortaya çıkabiliyor. Bir anda herkesi defansta, sonra bir anda herkesi hücumda görebiliyorsunuz. Bu
biraz dağınıklık yaratıyor. Takım oyununda asıl olan dengeli olabilmektir. Ne olursa olsun
pozisyon alışınız, soğukkanlılığınızı kaybetmemeniz gerekiyor. Sanki bu konuda bir eksiklik var gibi. Coşku konusunda hiçbir sıkıntı yok, ama bazen o coşku bozucu bir etki de yarabiliyor."


RIJKAARD RÖPORTAJINDAN ALINTI, TAM SAHA DERGİSİ, EYLÜL 2009

0 yorum:

Yorum Gönder

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP