6 Eylül 2009 Pazar

HATIRLADINIZ MI?

Bugün biraz geçmişe gidelim. Yani en azından benim hatırlayabildiğim geçmişe. Bazı yabancılar vardı ki kıymeti pek anlaşılamayan ancak gittiklerinden sonra kafalara dank eden. Ya da kuyruklarına teneke bağlayarak gönderilenler. Şimdi bu isimlerin unutulmaya yüz tutanlarını hatırladıkça herkesin yüzüde hafif bir tebessüm oluşacak ve yıllarca gerilere gidilecek. Fenerbahçe sonrası yaptıklarını biraz araştırdım ve onları nasıl hatırladıklarımı yazdım. Bakalım sizler nasıl hatırlıyormuşunuz bu oyuncuları:

Fadıl Vokri: 1990-1992 yılları arasında Fenerbahçe’de oynayan Arnavut oyuncu hızlı bir golcü olmamasına rağmen topu çok iyi saklayan ve son vuruşları iyi olan bir oyuncuydu. İlk geldiği yıl TSYD maçında 5-2’lik GS maçında 2 gol birden atarak benim hafızamda yer edinmişti. Vokri şu anda Kosova Fubol Federasyonu Başkanı.

Dzoni Novak: 92-93 yılını Fenerbahçe’de geçirdi Sloven oyuncu. Kısa boyu, göbeği ama sürati ve top tekniği ile sivrilmişti. Sol bek mevkiinde oynayıp bir çok asistin altında adı geçmişti. Ancak kabus yılların oyuncusu olduğundan ömrü uzun olmadı. FB’den sonra ülkesinde Olimpia, ardından Fransa’da Le Havre, Sedan ve Almanya’da Unteraching’de forma giydi. 2002-2003 yılında Olimpiakos ile şampiyonluk yaşayıp futbola 34 yaşında veda etti.
Brian Steen Nielsen: 1993-1995 arasında 2 yıl forma giydi. Sürati, sert şutları, mücadeleci, hırslı kişiliği ve yumruk şovuyla ile taraftarın sevgilisi oldu. FB’Den sonra Japonya’nın Urawa Red Diamond’s takımında forma giydi. Daha sonra ülkesine dönüp 2004 yılında Aarus’da futbolu bıraktı. Şu anda aynı kulübün sportif direktörlüğünü yürütüyor.

Gerson Candido de Paula: 1991-1993 yılları arasında orta saha oyuncusu olarak Bari’den geldi. Yere sağlam basan, mücadeleci, top tekniği iyi olan bir orta saha oyuncusuydu. Özellikle Tanju ile yaptıkları gol sevinçleri mahalle ve okul maçlarındaki gol sevinçlerine örnek teşkil etmiştir. FB sonrasında İtalya ve Brezilya serüveni sonunda Atletico Paranaense’de futbol hayatını noktaladı.

Frank Pingel: Erol User’in yöneticiliğinde ‘Bombayı patlattık mı?’ diye bir avuç taraftara bağırarak lanse ettiği Bursaspor’dan transfer edilen Danimarka’lı golcü. TSYD maçında Kuzmanovski’nin rüzgar yapması sonucu dizinin dönmesiyle FB kariyeri bitti. Güçlü fiziği!!! ve sert şutlarını gösteremeden sahneden çekildi. Fransa’da futbol kariyerini noktaladı.

Robert Enke: Fenerbahçe macerası Pingel’den de kısa süren Alman kaleci 2003’de İlk çıktığı maçta İstanbulspor’dan daha doğrusu Balili ve Yordanov’dan facia 3 gol yiyerek Saraçoğlu’nun başına yıkılmasını sağladı. Barcelona’da yedeklik sonrası, Tenrife macerası ve Hannover96’ya dönüş. 2007’de Almanya’da yılın kalecisi seçiliş. Halen takımın kaptanlığını yapmakta.

Milan Rapaiç: Muhteşem sol ayağı ve efendiliği ile taraftarın gönlünde tartışmasız taht kuran bir Hırvattı. 2002’de Saraçoğlu’nda 3-0 geriden gelip ve 4-3 kazanılan G.Antep maçında muhteşem bir 4. gol atarak hafızalara adını kazıttı. Her gittiği yerde sevilen oyuncu FB’nin ardından Hajduk Split, Ancona, S.Liege formalarını giydi. 36 yaşındaki oyuncu halen ülkesinde Trogir takımının formasını giymekte. Bugün geri gelse Carlos etkisi yapabilir. Hala taraftarın “Rap Rap Rapaiç”idir.

Dimas Teixeira: 1999’da gelip 1 sezon sol bek olarak görev yaptı. Portekiz milli takımının değişmeziydi o dönemde. Standart Liege, Sporting ardından 2002’de Marsilya’da kariyerine son verdi.

Jes Hogh: Danimarkalı oyuncu her kuzeyli gibi ciddi, işine bağlı bir oyuncu olarak sivrildi. Meşhur İlker-Uche-Hogh-Erol dörtlüsünü toparlayan adamdı. Ardından hep bir Hogh arattı bizlere. 4 yıllık Fenerbahçe kariyeri sonunda Chelsea’ye transfer oldu. Bileğindeki sakatlık sebebiyle 2001’de Chelsea’de futbolu bıraktı. 2007 yılında otel odasında eşiyle telefonla görüşürken beyin kanaması geçirdi. Sağ tarafına felç geldi ve konuşma yetisini kaybetti. Halen tedavisi devam ediyor. İyi olduğuna dair rivayetler var.

Viorel Moldovan: “Baliç taç çizgisine yakın yerden serbest vuruş kullanıyor. Orta geldi, Moldovan vurdu kafayı ve top ağlarda goool!” Moldovan hep böyle hatırlanacak sanırım. Çok iyi bir nokta golcüsü olmasına rağmen Avrupa’nın önde gelen takımlarında oynayamadı. Daha sonra 4 yıl Nantes forması giydi. İsviçre’de Servette ve ardından ülkeye geri dönüş. 2007 yılında Rapid Bükreş formasıyla futbolu bıraktı. 1.5 yıllık antrenörlük hayatı var henüz.

Bunların dışında yokmuydu oyuncular hatırlanacak olmaz mı! Wagenhaus, Suleyman Oulare, Sergio, Hotiç. Siz bunları nasıl hatırladınız?

4 yorum:

Alper ŞEN 6 Eylül 2009 23:58  

ah ah!!rapaic ve moldovan.
Bu iki adamı hala büyük bir saygıyla anıyorum.
Kesinlikle Fenerbahçe'nin ne demek olduğunu çok anlayan iki futbol emekçisiydiler.
Senden bu iki efsane için özel bir yazı yazmanı bekliyorum.Yaz da anılarımızı biraz daha canlandıralım.....

erkan senturk 8 Eylül 2009 21:59  

Ben hep Ortega'ya yanmışımdır. Arjantin milli takımının 10 numarası, maradonadan sonra 10 numaraya laik görülen ilk futbolcu...Ama malesef fenerde olmadı..bu konuda bir yazı dizisi hazırlanmalı bence.....

Adsız 1 Nisan 2010 17:24  

ben lucianoyu ve pieri istiyorum ne olur ikisi bi daha gelsin ya da ne bilim ya hoca olarak gelsinler ya da oynasınlar çok özledim onları uçhe de gelsin

Adsız 14 Ağustos 2010 01:21  

emil kostadinov,viorel moldovan,milan rapaic

Yorum Gönder

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP