11 Eylül 2009 Cuma

YETENEKLERİ GELİŞTİRMEK


Günümüz futbolu kabuk değiştirdikçe eskiye oranla daha az yıldız oyuncu çıkar oldu klasik anlamda. Daha ağırlıklı olarak takım oyununa yatkın, mücadele gücü yüksek ve oyun disiplinine uyan oyuncuları takımlar tercih etmekte (R.Madrid hariç). Takımlar kendi yıldızlarını kendi içlerinde yaratmayı tercih ediyorlar. Ancak bu şartlarda bile bu oyuncular yeteneklerinden resitaller verebiliyorlar. Bir de ülkemizdeki duruma bakalım. Son yıllarda kaç tane yıldız diyebileceğimiz oyuncu çıktı ve neler yapıyorlar. Son 10 yılda kimler çıktı diye hafızamı zorluyorum biraz gerçekten zorlanıyorum. Tuncay Şanlı, Nihat Kahveci, Emre Belözoğlu ilk aklıma gelenler ama beni tatmin etmiyor. Son dönemde ise Arda Turan ve Gökhan Gönül umudumuz. İkiside gerçekten birer değer ancak sahada yaptıkları bazen gerçekten çalışmadıklarını gösteriyor gibime geliyor. Hiç unutmuyorum yıllar evvel Futbol Mundial programında Alan Shearer’a bir soru soruldu. Ceza sahası içinde bu kadar ince ve nokta vuruş yeteneğinizi neye borçlusunuz? Cevap çok mütevazı ama efektif ‘Bir sandalyeyi karşıma koyuyorum ve saatlerce değişik uzaklıklardan topu sandalyenin bacakları arasından geçirmeye çalışıyorum’ Yani 22cm çaplı futbol topunu yaklaşık 40cm’lik bir yerden geçirmeye çalışıyor. Çok basit bir iş değil, Shearer için hariç. Alan Shearer müthiş yetenekleri olan yada süratli bir oyuncu değildi. Ancak elindeki mevcut silahlarını çok iyi kullanabilen bir oyuncuydu. Her yerini geliştirmek yerine mevcut kuvvetli yönlerinin üzerine giden birisiydi ki söylemleri ve sahadaki uygulamaları bunu doğruluyordu. Peki bizim oyuncularımız neler yapar acaba. Gözüm doğal olarak Gökhan Gönül’de. Bir bek için olması gerekenlerin hepsi var gibi. Ama önemli bir özellik hariç özellikle çizgiye inen bir bek olarak. Orta demek istemiyorum adrese teslim pas diyelim. Bu özellik de çalışmakla geliştirilebilecek bir özellik ama 2 yıldır bir adım ilerlediğini görmedim. Gökhan bir maçta 10 civarında ceza sahası içine top gönderiyor. Toplar o kadar yumuşak gidiyor ki bunların pek çoğu ne kafa vurulacak ne de ayakla duvar olup kaleye gidecek toplar. Savunmanın en zayıf olduğu diz mesafesinde ve arkaya atılan kavisli sert toplar ya da kafa hizasının bir karış üzerine atılacak sert toplar. Gökhan bu topları şimdilik sadece ceza sahasına şandelliyor. Aynı anda R.Carlos yada H.Kewell’in ceza sahası içine gönderdiklerine bakın ve ne demek istediğimi anlayın (Bosna maçında yaptıkları bu tezimi doğrular nitelikte). Sadece süratle ceza sahasına girdiğinde yerden kontra topları tehlike yaratıyor. Bu özellik çalışmakla giderilecek bir özellik ancak Gökhan bunu antrenmanlarda sanki sıkı çalışmıyor. Ayağına bu kadar hakim, sert şut çekebilen bir adamın yapamayacağı bir iş değil. Ya destek ayağında yada vuruş tekniğinde bir hata yapıyor. Bu konuda Gökhan’ın desteğe ihtiyacı var. Carlos en iyi öğretmen olabilir. Çünkü Gökhan mevcut özelliklerine bunu da katarsa Avrupa’nın en iyi beki olmaması için hiçbir neden kalmıyor ve Gökhan bunu başarmış olarak görmek de bizim en büyük hakkımız.

1 yorum:

erkan senturk 11 Eylül 2009 23:15  

Bu konuda en iyi örneklerden birisi İbrahim Kutluay'dır. Tek başına saatlerce çalıştığını biliyorum...sadece yetenek asla yetmez, Sergen gibi mahalli bir yıldız olursun okadar...

Yorum Gönder

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP