3 Eylül 2009 Perşembe

FENERBAHÇE 45. SIRADA










Aslında klasik gazete haberlerini bloğa koymayı sevmiyorum ama bunu okuyunca nötr tarafıma göre bu tarafım ağır bastı açıkçası bu haber için. Ayrıca üzerinde yazmayı istediğim bir konuydu fırsat da doğmuş oldu. Tabi yine gazete haberinden çıkıp bunun yorumunu da yapacağım. Kaynak dünyanın en çok satan uluslararası futbol dergisi World Soccer ve haber şu şekilde:


"World Soccer dergisinin yaptığı araştırmaya göre, Fenerbahçe geçtiğimiz yıl dünyada tribünleri en çok dolduran ekiplerden biri oldu. Sarı-lacivertliler, 50 takımlı listeye 45. sıradan girdi.Araştırmaya göre, Kanarya 2008-2009 sezonunda ortalama 34 bin 559 kişiye oynarken, listenin ilk sırasındaki Manchester United 75 bin 304 taraftarla sezonu geçirdi. Listeye Fenerbahçe'nin dışında Türkiye'den başka bir takım giremedi."

Burası epey ciddi bir şekilde araştırılması gereken sosyoloji konusu. Çünkü sonuçlarından diğer futbol kulüplerinin de nasiplenmesi mümkün. Ülkede rant değeri bu kadar yüksek olup bunun karşılığında 2008-2009 da edindiği başarı bu kadar düşük olan ama karşılığında 35.000'lik bir kitleyi toplayan bir kulüp var ortada (geçen sezon sedece Guiza flaş transfer olarak yapıldı) Sosyolog değilim ama bir taraftar gözüyle benim de analizlerim var bu konu hakkında:



1- Stadyum kalitesi: Şükrü Saraçoğlu, taraftarına oldukça iyi imkanlar sunan, rahatça girilebilen, rahat maç izlenen, ferah, tribün ısıtması olan, görüş açısı geniş, akustiği sağlam, kendi koltuğunua oturabildiğin ve arka planı (food court, WC ve alışveriş gibi) iyi tasarlanmış bir stadyum. Yurt dışında maç için yada gezi için gittiğim stadyumlar içindeki yeri oldukça yüksek. Bir Emirates, Allianz Arena yada Stade de France ile kıyaslayamayacağım tabi ki. Örnek vermek gerekirse Torino'daki Delle Alpi, adeta mahrumiyet bölgesi. Devre arası sıcak bir şeyler içmek zor, ulaşımı zor, stad koca bir alanda kendi haline terk edilmiş gibi soğuk, giriş tünelleri karanlık. Bu haliyle Juventus stadı dolduramıyor. Stad kalitesi çok çok düşük. Barcelona'nın stadı Camp Nou da Delle Alpi'den hallice. Ne yazık ki Barcelona'nın şu anki stadının tünelleri, toplantı odası ve iç planları Barca'ya yakışmayacak şekilde. Zaten denizin üzerine 100.000'lik yeni bir stad projeleri var ki tespit çok doğru. Üstte yazılan imkanlar olduğunda kimse stada gitmekten çekinmiyor. Bayan, çocuk rahatlık giriliyor.

2- Seyirci Profili: Stad kalitesi iyileşince otomatikman seyirci profili de değişiyor. Sadece ses çıkaran değil takımına destek amaçlı gelenlerin doldurduğu bir stad oluyor. Bunu bilenler bu seviye artışıyla berbare kombine ve günlük biletlere daha çok rağbet gösteriyorlar. Çünkü kendilerine yakın insanlarla maç seyretmek daha farklı bir durum

3- Maç ortamından keyif almak: Maç sadece yeşil sahada oynanan bir oyun değil. Öncesi sonrası ile birlikte yaşanan bir olgu. Fenerbahçe stadı bunu taraftarına sağlıyor. Herkes gittiği maçtan galip ayrılmak ister ancak bu stadın içinde bulunmak bile insana keyif verebilmeli. Kaldıki konum olarak Kalamış'a yakın olması, restorantlar, deniz kenarı konumu ulaşım kolaylığı sebepleri ile rağbet edilen bir stadyum olması doğal.


4- Takım profili: Artık son yıllarda değişsede kaliteli oyuncuları sahada görmek taraftarı stada çeken bir diğer etken. Her maç binlerce insan Alex'i, Carlos'u Guzia'yı merak ediyor ve akın ediyor. Kaliteli oyuncu = çok taraftar

5- Taraftar bilinci: Bu konuda sanırım Fenerbahçe taraftarı açık ara önde. Özellikle kombinenin kendisine ve kulübe ne getirceğinin farkında. Profilin yükselmesi buna bir etken tabi ki. Bilinç arttıkça maça giden sayısı da beraberinde artıyor. İngiltere'de hiç bir iddiası kalmayan orta sıra takım bile tribünleri son maçta tamamen doldurabiliyor.

Buradan hareketle G.Saray stadyum yapmakla ne kadar iyi bir iş yaptığını iş bitince görecek. Ancak G.Saray yönetiminin taraftar bilincini de artırmak için ciddi kampanyalar ve projeler de üretmesi gerekli. Stad tek başına yeter şart değil ama olmazsa olmaz şartıdır.

1 yorum:

Adsız 4 Eylül 2009 00:35  

Gökhan bey kardeşim;
Her ne kadar olaylara ve Fenerbahçe'ye bakış açını çok iyi bilsemde yazdıklarını büyük bir dikkatle ve keyifle takip ediyorum.
İstek alıyor musun bilmiyorum ama;sen ulu bir bilge olarak bu sayfayı takip eden bizleri şu IFHSSS kurumu-bilmiyorum doğru mu yazdım?o kadar ne olduğu belli olmayan birşey ki meret- ve bu kurumun yaptığı sıralamaları hangi kriterlere göre yaptığı konusunda da bilgilendirir misin acaba?Seni takip eden genç arkadaşlarımızın bilgilenmesi için önemli olduğunu düşünüyorum.
Zira 3 senedir bizim kulüp tarihimizde örneği olmayan başarıları yapmamamıza rağmen hiçbiryerde en ufak şekilde bile adı geçmeyen -çok şükür ki geçmedi- bu kurumun yaptğı kulüp sıralaması,her ne olduysa malum takımın sistematik eylemleri neticesinde bu hafta itibariyle her mecrada yeniden hayat bulan bir ceset misali karşımıza çıkmaya başladı.
Ne tesadüf ama!!!!!
Yazdığın bu son konuyla ilintili olabilir diye düşündüm.Saygılar...

Şenbaşkan.......

Yorum Gönder

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP