3 Eylül 2009 Perşembe

TARIK DAŞGÜN ve GİBİLERİ




Gençlerbirliği’nden Fenerbahçe’ye geldiğinde çok büyük sansasyon yaratan ve ümitler beslediğimiz bir oyuncuydu. Aynı zamanda yetenekleri ülke yeni bir yıldız mı kazanıyor sorusunu da aklımıza getirdi. Maçlarda Oğuz’dan pas alamıyor ondan oynayamıyor, antrenörler ona ilgi göstermiyor gibi mazeretleri ardı ardına sıralandı. Ancak Tarık hakkında yaşadığım bir olay neden Tarık’ın bu hale geldiğini bana net bir şekilde anlatıyordu. 1995-1996 sezonu. Oğuz ve Aykut’un kovulmasına sebep olan meşhur Trabzon maçı sonrası içeride İstanbulspor ile oynanacak. Günlerden Cuma bilet almak için erken saatlerde kulüp binasının yolunu tuttum ama gişe açılmadığı için antrenmanı seyredeyim dedi. Oyuncular, Parreira herkes idmana başlamak üzere. O anda yanıman sarı bir Opel Astra geçti tesislerden içeri girdi. Arabadan esneyerek Tarık indi. Belli ki yeni kalkmış yada akşamdan kalmış artık ne denirse. İşte o anda notumu vermiştim Tarık’a. Takım 1 gün sonra şampiyonluk maçına çıkacak ve üzerindeki rahatlık inanılmaz, kabul edilmez -Guradiola'nın idmana 1 dk geç geldiği için Xabi, İniesa, Eto'o nun daiçinde olduğu 6 oyuncuya ciddi para cezası vermişti- Sonraki F.Bahçe ömrü uzun olmadı ve Otto Bariç Tarık’ın F.Bahçe kariyerine son verdi. Zaten sonraki yaşamında hiçbir yerde dikiş tutturamaması, esrar illetine bulaşması 32 yaşında futbolu bırakmasına sebep oldu. Tarık yeteneklerine ihanet eden, özdisiplinden yoksun bir oyuncuydu ve ben o gün görüp yaptığım yorumda yanılmamıştım.
Aynı görüşlerim Sergen Yalçın, Rıdvan Dilmen, Yusuf Şimşek içinde geçerli. Kariyerlerinde Tarık gibi kötü anıları yok ama ne yazık ki yeteneklerini bu kadar kolay çarçur eden, futbolun gereklerini yerine getirmeyen ve sadece ülke sınırları içinde kalan oyuncular olması beni üzüyor. Bu oyuncuların yeteneklerini gözümün önüne getirdiğimde Messi’den, Kaka’dan farkları yoktur. Ama bu oyuncuların farkı işlerine ve arkadaşlarına duydukları saygı, özdisiplinleri ve bu işin emek verilerek yapılacak olmasını bildikleri. Keşke Rıdvan’ı Real’de, Sergen’i Barca’da, Yusuf’u da Milan’da izleseydik. Beni bunlardan mahrum bıraktıkları için bu oyuncuları affedemem.

0 yorum:

Yorum Gönder

  © Blogger templates 'Neuronic' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP